Miray’ın ısrarları üzerine, e
biraz da içimde varmış amatör yazarlık, tüm bunların üzerine de unutulmaz bir
Candan Erçetin konseri eklenince bloğumun açılışı bu etkinlikten başka ne
olabilirdi ki. Gerek şarkıları gerek hayat felsefesi olsun çok severek
dinlediğim Candan’ımın her yıl gelenekselleşen Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava konserini iple çeken ben, Miray ve Cansu’yu
da (Şubattan beri başlarının etini yiyerek) taktım koluma gittik. Candan
Erçetin’e ilk ismi ile hitap ediyor olmam tamamen kendisine duyduğum yakınlık
ve sevgiden kaynaklanıyor, saygısızlık olarak algılanmasın sakın.
Kızlar
Candan’ı ilk defa canlı dinleyecekler… Benim ise ağzım kulaklarımda toplamaya
çalışıyorum nafile.
Kamera götürmüyoruz konsere,
çekim yapmak yasak, uyuyoruz kurallara. Konser öncesi hatıra fotoğrafı
çekiyoruz sadece.
Dinliyoruz tüylerimiz diken diken! Eşlik ediyoruz avaz avaz biraz da kendi sesimizden rahatsız.
Normalde az ve öz konuşur Candan, herkes de bilir Candan'ın duruşunu, bu konserde ise susmuyor, susulacak gibi değil ki memleketin hali (susmasın zaten) yine veriyor o ince tam yerinde mesajlarını, anlayana tabi. Her şarkıdan sonra kopan alkış tufanı bu sefer Atatürkçü ruhun dizginlenemeyen çıkışı için kopuyor. Her zamanki gibi alkışlamaktan avuçlarımın içi kaşınıyor.
Uzun lafın kısası Candan ile mest olan yüreğimiz, konserin sonunda doğru sahne daveti almamız üzerine yerinden çıkacak gibi oluyor. Sahneye çıkmak! hemde Candan yanı başımda! Bende nerede o medeni cesaret! Yeni albümden “Yak Gemileri” şarkısını bilenler hadi sahneye dedi Candan, Miray'ım ve Cansu'm da tutmuş kolumdan çekiştiriyor git diye. Ezberim de yarım yamalak e yeni şarkı, ben gidemem dedim, sanki Candan bana tüm şarkıyı söyletecek bendeki de akıl! Derken bir cesaret Miray önde ben arkada (Cansu çantalara göz kulak oluyor) çıktık sahneye, Candan’ım ve diğer 20-25 kişi ile birlikte “yaktık gemileri”, kalorileri!!!
Bu unutulmaz gecenin ardından yüzümde hala toparlamakta zorluk çektiğim kocaman gülümsemeyle yatmaya hazırlanıyorum artık uyuyabilirsem tabi, içim hala kıpır kıpır.
Ertesi gün konser için yapılan yorumları okuyorum Facebook'tan, tanıdık bir isim gözüme çarpıyor, Miray aynen şöyle yazmış;
Normalde az ve öz konuşur Candan, herkes de bilir Candan'ın duruşunu, bu konserde ise susmuyor, susulacak gibi değil ki memleketin hali (susmasın zaten) yine veriyor o ince tam yerinde mesajlarını, anlayana tabi. Her şarkıdan sonra kopan alkış tufanı bu sefer Atatürkçü ruhun dizginlenemeyen çıkışı için kopuyor. Her zamanki gibi alkışlamaktan avuçlarımın içi kaşınıyor.
Uzun lafın kısası Candan ile mest olan yüreğimiz, konserin sonunda doğru sahne daveti almamız üzerine yerinden çıkacak gibi oluyor. Sahneye çıkmak! hemde Candan yanı başımda! Bende nerede o medeni cesaret! Yeni albümden “Yak Gemileri” şarkısını bilenler hadi sahneye dedi Candan, Miray'ım ve Cansu'm da tutmuş kolumdan çekiştiriyor git diye. Ezberim de yarım yamalak e yeni şarkı, ben gidemem dedim, sanki Candan bana tüm şarkıyı söyletecek bendeki de akıl! Derken bir cesaret Miray önde ben arkada (Cansu çantalara göz kulak oluyor) çıktık sahneye, Candan’ım ve diğer 20-25 kişi ile birlikte “yaktık gemileri”, kalorileri!!!
Bu unutulmaz gecenin ardından yüzümde hala toparlamakta zorluk çektiğim kocaman gülümsemeyle yatmaya hazırlanıyorum artık uyuyabilirsem tabi, içim hala kıpır kıpır.
Ertesi gün konser için yapılan yorumları okuyorum Facebook'tan, tanıdık bir isim gözüme çarpıyor, Miray aynen şöyle yazmış;
"Dün gece sahnede iki farklı kadın gördüm biri nasıl sakin, mağrur ve naifse bir diğeri o kadar çocuk, masum ve delidoluydu... Harikaydın Candan Erçetin bu ziyafeti dinleme şansına eriştiğimiz için pek şanslıyız..."
Her şey iyi güzel de bir sene daha nasıl beklenir ki Candan'lı Açık Hava!?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder