Translate

15 Eylül 2013 Pazar

Uppsala- İsveç Yazının Son Demleri

İki haftadır Uppsala'dayım, ama bir türlü oturup bu iki haftayı yazıya dökemedim nedense. Istanbul'un 30 C sıcaklığını ve nemini arkamda bırakıp, gece Arlanda hava alanında 15 C lık 'ılık' bir meltem ile karşılaşınca iyi ki deri montumu almayı akıl etmişim diye düşünmeden edemedim. Dönüş biletimi pazar akşamı almışım, Uppsala'ya varınca acı gerçek ile karşılaştım! Pazar gecesi tek bir otobüs bile yok ortada! Elimde bir büyük bir küçük valiz olmak üzere, üstelik Pegasus sağ olsun büyük valizimi kırmış çekmekte zorlanıyorum, 2.5 km yolu yürüyerek (bavul çekiştirerek) gitmek zorunda kaldım! Sen misin Istanbul'da yaşamanın rahatlığına kendini kaptıran. Burda taksi ücretleri fena cep yakıyor, tahmininen 50 tl yazardı o kadarcık yol. Neyse canım temiz hava almış oldum.

3 ay yoktum ama her şey bıraktığım gibi, sanki hiç gitmemişim... Gelir gelmez derslerin başlaması ayrı bir sıkıntı, daha tatil modundan çıkamadım ki ben. Üç gün önce plajda güneşlenen insandan iki gün içinde ödev teslimi yapması istenmez ki

Havalar 22 C civarında seyredince, ki bu İsveç için yaz havası, kendimi doğanın içine attım, hatta biraz abartmış da olabilirim...Bindim bisikletime plaja gittim, hem de göle! Yaklaşık yarım saat mis gibi doğanın eşliğinde pedal çevirdikten sonra, büyükçene bir göle ulaşıyorsunuz.


Manzara mükemmel, insanlar ailesini alıp göl kenarına güneşlenmeye gelmişler, kimisi balık tutuyor, kimisi rüzgar sörfü, kano-tekne gezisinde. Mini minnacık çocuklar (sarı şeker diyorum ben onlara) suya girip çıkıyorlar, hemde su sıcaklığı 15 C civarı! Altta kalır mıyım hiç! Onlar yapıyorsa bende yaparım dedim, hem zaten üç aya filan bu göl buz tutmaya başlayacak o zaman da anca buz pateni için gelinir. Yüzücü mayomu da yanıma aldığım için kendime iltifatlar yağdırmaktan geri kalmıyorum o ayrı. Ayağımın suyla ilk buluşmasından sonra ne derece saçma bir duruma kalkıştığımı anladım tabi, ama bir daha ne zaman yüzeceğim İsveç sularında. Bir kaç dakika sonra suyun sıcaklığına alışılıyor ama fazla abartmamak lazım, 10 ar dakikalı seanslar yeter. Hava güneşli olmasa hayatta girmezdim.






Havanın serinlemesi plaj faslının bitiğini habercisi, zaten serindi de... kısa bir bisiklet turu yapıp bir kaç kare çekmekte fayda var diyerek yavaş yavaş toparlanıyorum.
Evet kabul ediyorum o kot şortları bizzat kendim biçtim, ilk baharda havalar ısınınca pratik bir çözüm üretmek icap etmişti.
 Sıradaki yazı Gamla Uppsala (Eski Uppsala) hakkında olacak. Biraz boş vakit bulayım yeter.

1 yorum:

  1. Devamını sabırsızlıkla
    bekleyeceğim. Yazilarini cok begeniyorum...Fethiye ablan....

    YanıtlaSil